25 Aralık 2013 Çarşamba

Resul Dindar-Gözlerin Doğuyor Gecelerime

Fiziki Coğrafya Atlası













































Türkiye Fiziki Coğrafya Sözlüğü

                 A
Ada: Dört tarafı sularla çevrili kara parçası.
Akarsu ağı:Bir akarsu kolu ile kollarının meydana getirdiği şekekeye denir.
Akarsu yatağı:Akarsuyun kaynak ile ağız kısmı arasında suyun aktığı çukurdur.
Akarsu:Yer altından çıkan suların eğim boyuca akmasıdır.
Akdeniz İklimi: 30 40 derece enlemleri arasında görülür. Yıllık yağış miktarı 600-1000 mm ‘dir. Bitki örtüsü makidir.
Akım(debi):Akarsuyun yıl boyunca taşıdığı su miktarıdır.
Akım: Akarsuların herhangi bir yerinden geçen su miktarıdır.
Akıntı: Suların bulundukları yerden başka bir yere taşınmasıdır.
Akifer: Yeraltı suyunun biriktiği yerdir.
Akifer:Yeraltı suyunu tutan kayaç ortamına denir.
Akmaz: Menderesli bir akarsuda su geçirmeyen bölgedir.
Aktif Yanardağ: Patlama etkinliğini sürdüren yanardağlardır.
Alçak Basınç: Yeryüzünden gelip yukarı doğru çıkan basınç türüdür.
Alçak enlemler: Dönenceler arasındaki enlemlerdir.
Alize:Devamlı sürekli anlamına gelir.
Alçı Taşı: Su ile kolayca çözülebilen bir taş.
Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
Alg: Su yosunudur.
Alize Rüzgârı: Yıl boyunca esen sürekli rüzgârdır.
Alize Rüzgarları:Dinamik basınç kuşaklarından ekvatora doğru esen rüzgarlardır.
Alkali: Kurak bölgelerde bulunan tuzdur.
Alokton: Yer hareketleri sonucunda taşınan kayaçlardır.
Alp Dağları: Alp Himalaya dağ sırası Fransa, İtalya, İsviçre ve Avusturya toprakları içinde kalan bölüm.
 Alpin Çayır: Yüksek dağlar üzerinde sürekli yeşil kalan bitki topluluğu.
 Altimetre: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Altyapı: Su, elektrik, kanalizasyon, telefon, yol ve benzeri tesislerin hepsini ifade eder.
Alüvyal Set Gölleri: Akarsuların getirdiği alüvyonların bir körfezi kapatması sonucunda oluşan göllerdir.
Alüvyal topraklar:Delta ovalarında ve akarsuların oluşturduğu çöküntü ovalarında görülen topraklardır. Artezyen : Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.

Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.

Ayserg (Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
Alüvyal: Akarsuların taşıdığı malzeme.
Alüvyon tabanlı vadi: Akarsuların eğimin azaldığı yerlerde taşıdığı malzemeyi biriktirmesi sonucu oluşur.
Alüvyon Toprak: Akarsuların taşıyıp eğimin azaldığı yerde bıraktığı topraklardır.
Alüvyon: Akarsular tarafından taşınan kum,çakıl gibi parçaların akışın azaldığı yerde birikmesiyle oluşan tortullardır.
Amfibol: Kayaç yapıcı mineral grubudur.
Ana Kaya: Ayrışma olaylarından etkilenmemiş yüzeyde veya toprak altında bulunan kesim.
Ana Yön: Güneşin doğduğu taraf doğuyu, battığı taraf batıyı gösterir. Bunları dik kesen yönler, kuzeyi ve güneyi gösterir. Bunlara ana yönler denir.
Anason: 20-50 cm boyunda yeşil renkli, beyaz çiçekli bir bitkidir.
Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir.
Anemometre: Rüzgârın hızını ölçen alettir.
Anemometre:Rüzgar hızını ölçen alettir.
Aneroid Barometre: Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir
Anız: Ekin biçildikten sonra tarlada kalan sap.
Antesedans: Herhangi bir kara kütlesi yükselmeye uğrarsa ve bu kütle üzerinde daha önce kurulan akarsu kütleyi yararsa, bu olaya antesedans olayı, akarsuyun açtığı, yardığı vadiye de Antesedant yarma vadi denilmektedir.
Antik kent: İlk çağlarda şehir durumunda olan yerlerin günümüze kadar gelmiş kalıntıların bulunduğu alan.
Antiklinal: Kıvrımlı dağın yükselen kısmı.
Antimeridyen: Her meridyenin tam karşısındaki meridyendir.
Antisiklon: Çevredeki basınca göre daha yüksek basınca sahip bölge.
Antisiklon:Hava hareketlerinin merkezden çevreye geldiği ve alçalıcı hava hareketlerinin oluştuğu alanlardır.
Antrepo: Gümrük vergisinin ödenmiş, ticaret mallarının depolandığı yapı, depo.
Antropojen bozkır:Ormanların tahrip edilmesiyle oluşan bozkırıdır.
Antropoloji:İnsan bilimidir.
Artçıl depremler:Ana depremden onra meydana gelen ufak çaplı sarsıntılardır.
Artezyen:İki geçirimsiz tabaka arasında biriken suların sondaj yardımıyla çıkarılmasıdır.
ASILI VADİ: Buzul aşındırmasına uğramış bölgelerde  aşırı bir oyulmaya yer vermis olan ana vadiye bir basamakla ulaşan kol.
Asılı vadi:Buzul aşındırmasıyla oluşmuş bölgelerde aşırı bir oyulmaya yer vermiş olan ana vadiye bir basamakla ulaşan koldur.
Asimetrik vadi:Akarsuyu yatağının direçli kısmının dirençsiz kısmından daha fazla aşındırılmasıyla oluşan vadilere denir.
ASPİR: Güney Marmara Bölümü’nde yetiştirilen bir tür yağ bitkisi.
AŞINDIRMA: Yeryüzünün aşınması, alçaf mas’, düzreşnıesine sebep olan bütün dış kuvetlerin işlemesine verilen ad. Türlü yollarla ufalanmış taşların bulundukları yerden alınarak aşağılara sürüklenmesi, süpürütmesi yüzünden yer kabartiları yüksekliklerini gittikçe kaybeder, arazi yassılır, düzleşir, yer yer dolgular olur.
AŞINIM PLATFORMU: Dalga aşındırması ile kıyıların önünde meydana gelen düzlük.
Aşınım yüzeyleri:Belli jeolojik dönemlerde belli seviye göre arazinin aşınmasıyla oluşan düz alanlardır
AŞIRI OTLATMA: Bir otlakta, otların büyümesini engelleyecek şekilde otların hay vanlara yedirilmesi. Böyle durumlarda hayvanlar, kısa sürede otlan toprak yüzeyine kadar yiyerek otların büyümesini engeller.
Aşırı oyulma:  Ana ırmağın , kol derelerden daha çok olarak yatağını oyması, derinleştirmesi olayı.
Aşma adası: Aşınmalar yüzünden ana örtüden (aşma örtüsünden) ayrılmış, böylece tek basına yadırgı bir taban üzerinde yer tutmuş bulunan
Aşma: Geniş ölçülü kıvrılmalarda , çok kıvrılmış tabakaların bir yana doğru iyice yatarak ileri doğru uzanması, böylece başka yerleri aşarak başka tabakaların üzerine yatması olayı.
Atlas:Dünya ile ilgili bilgi vermek için bir araya getirilmiş haritalara denir
Atmosfer: Dünyayı çepeçevre saran  gaz ve buhar tabakasıdır.
Atoller:Mercan adasıdır.
Aysberg:Ana tabakadan kopan buz parçasıdır
       B
Bakı:Bir bölgedeki güneş ışınlarının alış yönüdür.
Barınaklı kıyı: Geniş yüzü boyunca denize yaslanmış kireçtaşlı kıyılarda görülen yuvarlak, söbe biçimli, küçük, ancak derince koylar dizisi.
Barisfer: Dünyanın derinliklerinde ağır madenlerden meydana gelmiş tabakadır.
Barkan:Çöllerde rüzgarlarla yer değiştiren hilal şeklindeki kum tepeleridir.
Basınç gradyanı:Belli bir mesafede iki nokta arasındaki basıç farkıdır.
Basınç:Bir yüzey üzerine etkide bulunan kuvvetin birim alana düşen miktarıdır.
Bataklık: Derinlikleri az, yer yer bitkilerle kaplı, içine batılan, çamurlu, akıntısı olmayan su birikintisidir.
Batı rüzgarları: 30° kuzey ve 30° güney paralellerine dinamik yüksek basınç alanlarından 60° kuzey ve 60° güney paralellerine dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır
Birikinti konisi: Dağ yamaçlarından düzlüğe inen akarsular, taşıdıkları materyalleri eğimin azaldığı yerlerde yarım koni şeklinde biriktirirler. Bu şekillere birikinti konisi denir.
Birikinti yelpazesi: Bir akarsuyun dağlık bir yerden çukur bir düzlüğe indiği yerde taşıdığı türlü sürüntülerin tortulanmasından doğan yelpaze biçiminde yassı kabartı.
Bitki örtüsü: Bitki örtüsü denildiği zaman, bir yerde doğal olarak yetişen bitkilerin oluşturduğu topluluklar akla gelir

Biyocoğrafya:  bitki ve hayvan türlerinin dağılımını ve bu dağılımın nedenlerini inceleyen bilim dalıdır.
Biyom: aynı iklim koşullarının yaşandığı ve bunun paralelinde aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır
Biyosfer: atmosfer katmanıdır
Botanik: Bitkiler aleminden bahseden bilim kolu.
Boylam: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir
Boyun: İki tepe arasındaki düzlüktür.
Boyuna Kıyı Tipi: Kıyı gerisinde uzanan dağlara paralel bir şekilde uzanan kıyı tipidir.
Bozkır: İlkbahar yağışları ile yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır.
Bölge: Beşeri ve ekonomik özellikler bakımından benzer özellikler gösteren yine aynı özellikler bakımından çevresinden ayrılan alanlar.
Bölüm:  Bir bütünü oluşturan parçalardan her biri.
Buharlaşma: belirli sıcaklık altında sıvının gaz hanline gelmesidir
Buharlaşma: Sıvıların gaz hale gelmesi.
Bulut: Bir hava kütlesinin yükseldikçe içindeki su buharının su zerrecikleri haline dönüşmesidir.
Bulutluluk: Herhangi bir yerde bulutlarla kaplı gökyüzünün toplam gökyüzüne oranına ifade eder.
Burçak: Hayvan yemi ve yeşil gübre olarak kullanılan bitki türüdür.
 Burun: Karanın denize doğru uzanmış kısmıdır.
Buzul Göl: Buzulların oluşturduğu çanakların sularla dolması sonucu oluşan göllerdir.
Buzul topografyası: Bu sahalarda buzul aşındırma ve biriktirme faaliyetleri sonucunda meydana gelen yer şekilleri görülmektedir.
             C
Coğrafi konum: bir yerin dünya üzerindeki yerini belirtir
Coğrafi: coğrafya ile ilgili olan
Coğrafya: bilim

         Ç
Çernozyom:toprak  türüdür
Çıkmaz vadi: Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Çiy: havanın soğımasıyla bitkilerin üzerinbe düşen buz tanecikleridir.
-D-
Dağ eteği ovası: Dağ eteğinde, eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve birikinti yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu oluşan ovalardır. Bursa ovası, Uludağ'ın eteğinde oluşmuş bir dağ eteği ovasıdır.
Dağ içi ovası: Dağ içlerinde eğimin azaldığı yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir. Engebeli ülkelerde daha fazla oluşur. Malatya, Muş, Elazığ Ovaları bu şekilde oluşmuşlardır.
Dalgakıran: Limanları dalgalardan koruyan uzun setler.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
DARGEÇİT: Dağlık yerlerde görülen, geçişi zor ola yerler.
DAVAR: Büyükbaş hayvanlara verilen ad.
Debi: Akarsuyun taşıdığı su miktarı.
DEBİ: Bir akarsuyun belli bir kesitinden bir saniyede geçen su miktarı.
DEFNE: Akdeniz maki forrnasyorılarında olan bir bitki. Yıl boyunca yaprakları yeşil kalır. Meşin görünüşlü yapraklarında esans ve eterik yağ bulunur.
DEĞİRMENTAŞI: Çok sert bir çeşit kumtaşı. Değirmentaşı doğal olarak elde edildiği gibi, insan eliyle de yapılabilir. Değirmentaşı olacak kumtaşında taneler 1-2,5 mm çapında olur.
DELİDERER: Birdenbire kabaran ve kısa bir süre sonra çekilen, hatta kuruyan küçük akarsu.
Delta ovası: Akarsuların taşıdıkları malzemeleri, deniz içerisinde biriktirmesi sonucu üçgene benzeyen düzlükler meydana gelir. Bunlara delta ovası adı verilir.
Delta: Akarsuların denize ulaştığı yerde denizi doldurarak oluşturduğu üçgen görünümlü ova.
DELTA: Denize veya göle ulaşan akarsulardan bazılarının ağzında oluşan alüvyon birikintisi. En basitleri üçgen biçimindedir. Bu biçim, Yunan alfabesindeki delta harfine benzediğinden bu ad verilmiştir.
DEMİRYOLU: Birbirine koşut paralel iki ray döşenmiş bir çeşit yol. Buradan buharla, mazotla, elektrikle işliyen taşıtlar geçer, yolcu, yük taşırlar.
Deniz Feneri: Geceleri gemilerin yollarını bulmaları, tehlikelerden sakınmaları için ışık saçarak gemilere yol gösteren ışık kulesine deniz feneri denilir
Dev kazanı: Çağlayan ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur. Bu oyuklara dev kazanı denir.
Doğal set gölleri: Göl oluşumuna elverişli olan çanakların açık kısımları varsa ve bu kısımlar çeşitli olaylarla tıkanırsa set gölleri oluşur.
Dolin: Kireçtaşından oluşan sahalarda erime suretiyle oluşmuş, huni ve tava şeklinde birkaç metre derinlikte, birkaç metre veya birkaç 10 metre boyundaki çukur sahalardır.
DOLİN: Kalkerli arazilerde ova şekilli erime çukurluklarıdır.
DOLU: Havanın aniden sıfırın altına düşmesiyle oluşan saydam buz tanelerine denir.
DONMA: Suyun sıcaklığının sıfır altına düşmesiyle katılaşmasıdır.
Doruk: Bir dağ veya tepenin en yüksek noktası.
DORUK: Zirve.
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
DRENAJ: Suyun akıtılması, kurutulmasıdır.
Düden: Karstik alanlarda derine doğru inen suyun yutulduğu oluk.
DÜDEN: Karstik alanlarda suyun yutulduğu çukurlardır.
DÜNYA: Acun. Yaşadığımız ve şuana kadar yaşamın olduğu tek bilinen mavi gezegen.
-E-
Endemik bitki: Jeolojik dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada bulunan bitki.
Epirojenez: Kıta hareketleri.
Erozyon: Toprağın kemirilmesi, taşınması.
-F-
Falez: Kıyı dikliği, kıyı uçurumu.
Fauna: Hayvan topluluğu

Fay: Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık

Feldspat: Boya sanayinden seramik üretimine, cam eşyalardan elektronik devrelere kadar oldukça geniş bir alanda kullanılan feldspat, mineral yapılı bir maddedir.

Fenoloji: Doğal olayların tekrar etme zamanlarını inceleyen bilim dalı

Firth: Haliç, körfez

Fitocoğrafya: Bitki coğrafyası

Fiyord: Denizin dar, uzun ve dik çeperli bir kolu; genel olarak, kara içine doğru uzanan batmış oluk biçiminde bir buzul koyağı

Fizyoloji: Organizmaların görev ve faaliyetlerini inceleyen bilim dalı

Flora: Bir bölgenin bitki örtüsü topluluğu

Florist: Çiçekçi

Flüvyal jeomorfoloji: Yeryüzü şekillenmesinde akarsu etkenlerini inceleyen jeomorfoloji dalıdır

Formasyon: Vejetasyonun ekolojik ve bitki coğrafyası bakımından sınıflandırılması

Fosil: Taş ya da kayaların içerisinde rastlanan taşlaşmış, canlı ya da canlı parçaları
Fay: Dünya'mızı saran kabuk tabakasının kırılarak yatay ve düşey yönde kırıldığı hat, çizgi yer değiştirmesidir.
Fön rüzgarları: Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları denir. 
-G-
Gel-git: Ay’ın çekimi nedeniyle deniz sularının kabarıp çekilmesi.
Göl: Kara içlerindeki çukurlukları dolduran durgun sulara göl denir.
-H-
Hamsin: Mısır'dan Akdeniz'in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
Hasan Dağı:Aksaray da yer alan bu dağ bir volkan konisidir.
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar boyunca gevşek bir kütlenin veya killi bir tabaka üzerinde bulunan bir kütlenin topyekün kayması.İzobat: Eş derinlik eğrisi.
-İ-
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
-J-
Jeomorfoloji: Yer şekli bilimi.
Jeotermal: Sıcak su buharı.
Jips: Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır.
-K-
Kaldera: Volkan konilerinin patlaması ile oluşan çukurluklar.
Kalker: Kireç taşı.
Kanyon: Derin ve yamaçları çok dik vadi.
Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan bölge.
Karstik arazi: Kireçtaşından oluşmuş arazi.
Karstlaşma: Kireçtaşlarının karbondioksitli sularla erimesi ve bu erimeden dolayı oluşan topoğrafya şekillerinin ortaya çıkmasıdır.
Keşişleme: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.'ın etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu'ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi vardır.
Kıble: Güneyden eser. İç kesimlerimizde etkili olur. Akdeniz bölgesinde nemli ve sıcak, iç kesimlerde ise, kuru ve sıcak olarak eser.
Kırağı: Havanın bulutsuz ve durgun olduğu gece esnasında aşırı olarak soğuyan bitki ve üstü açık yüzeyler üzerinde havadaki nemin ince buz parçacıkları halinde yoğuşması ve beyaz bir görünüm alması.
Kırç: Soğuk havalarda zeminin aşırı şekilde soğuması ile havadaki su buharının soğuyan zeminler, özellikle telgraf ve elektrik telleri ve direkler, ağaçların dalları üzerine yoğuşarak buz halini alması.
Kırgıbayır: Şiddetli yağmurların oluşturduğu selinti suları, bitki örtüsünün bulunmadığı ve kolay aşınabilen arazileri aşındırır. Bunun sonucunda, arazi yüzeyi girintili çıkıntılı bir görüntü alır. Bu tür arazilere kırgıbayır adı verilir. Kırgıbayır, özellikle sağanak yağışların görüldüğü, yarıkurak bölgelerde daha sık görülür. Ülkemizde, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaygındır.
Klimatoloji: İklim bilimi
küçültülerek düzleme aktarılmasıdır.
-L-
Lagün: Deniz kulağı, kıyı gölü.
Lagün: Denizle toprak altından veya dar bir boğaz ile bağlanan suyu acı veya tuzlu göllerdir.
Lahar: Yanardağdan akan çamurlu akıntıya lahar denir.
Lakolit: Asit magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan kubbe biçimindeki intrüzif kütledir.
Lapya: Kalkerli arazilerde yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük çukurlardır.
Lapya: Karstik kayaçlardaki küçük kanalcıklar.
Laterit: Tropikal ve subtropikal bölgelerde yüksek sıcaklık ve bol yağış altında oluşmuş humus bakımından fakir demir bakımından zengin kırmızı renkli topraklardır.
Lav Platosu: Üzeri lavlar ile örtülmüş düz arazilerdir.
Lav Set Gölü: Volkanizma sırasında akan lavların vadi önlerini kapatarak oluşan göllerdir.
Lav: Volkanik patlamalar sonrası yeryüzüne çıkan magmaya lav denir.
Lavrasya: Günümüzdeki kuzey yarımküre kıtalarını oluşturduğu varsayılan kara parçasıdır.
Lejand: Haritalardaki özel işaretleri açıklayan bölümdür.
Lejant: Haritaların açıklama anahtarı.
Levha Tektoniği: Levha modellerine göre yer hareketlerinin açıklanması.
Lığ: Akarsuların yatakları boyunca taşıdıkları deniz veya delta kıyılarında çökelttikleri kil, çakıl, kum gibi tortul maddeler.
Liman: Gemilerin yük ve yolcu alıp indirdiği korunaklı kıyı.
Limanlı Kıyı: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezleri sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır.
Limnigraf: Su seviyesini ölçen alettir.
Limnoloji: Göl bilimi.
Litoloji: Taşların fiziksel ve kimyasal yapılarını inceleyen bilim dalıdır.
Litosfer: Taş küre.
Lodos: Kuzey Afrika'daki Y.B. ve Hazar denizindeki A.B. sonucu oluşur.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınan küçük kum ve mil boyutundaki malzemelerin birikmesi ile oluşmuş, çoğunlukla sarımsı, gözenekli, kolay ufalanan depo.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınıp biriktirilen topraklardır.
Lumaşel: Kavkılı kayaç.
Lüle Taşı: Beyaz renkli kolay işlenebilen doğal magnezyum silikat.
M
Mağara: Kalkerli arazilerde yer altı sularının kimyasal aşındırması ile oluşan yeraltındaki boşluklardır.
Maki: Akdeniz ikliminin bitki topluluğu.
Mantarkaya: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Menderes: Akarsuyun büklüm yaparak akması.
Mera: Hayvan otlatılan yer, otlak.
Meridyen: Bir kutuptan diğer kutba ulaşan paralelleri dik kesen hayali çizgilerdir.
Mermer: Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Mesa: Yatay tabakalı sahalarda yüksek ve geniş düzlüktür.
Metalojeni: Maden yatakları bilimi.
Meteor: Gök cisimlerinin yere düşen parçalarıdır.
Meteoroloji: Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mezozoik Zaman: İkinci Zaman
Mikroklima: Küçük iklim alanı.
Mistral: Fransa’nın iç kesimlerinden Akdeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgârlardır.
Monokültür: Tek bir çeşit tarım ürününün geniş alanlarda üretilmesi, tek ürüne dayalı tarım.
Moren toprak: Buzulları taşıyıp biriktirdiği topraktır.
Muson Ormanları: Yağışın fazla olduğu yerlerde oluşan yayvanyapraklı ağaçlardır.
Mutlak Nem: 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir.
N
 Nebula Teorisi: Kant-Laplace teorisi.
 Neozoik Zaman: Üçüncü Zaman.
Normal Hava Basıncı: 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
Nüfus Artış Hızı: Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
 Nüfus Haritaları: Dünya’nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Nüfus Yoğunluğu: Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır.
Nüfus: Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
O

Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.

Obruk : Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören obruğu ülkemizdeki en güzel örneklerdir.

Obruk: Karstik kayaçlardaki derin doğal kuyular.
Obsidyen (Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.

Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek : Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu

Orman Sınırı: Düşük sıcaklık veya yağış azlığı nedeniyle ormanın sona erdiği sınırı.
Ormanaltı Florası : Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur.

Orografik Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.

Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

Orojenez: Dağ oluşumu.
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir. 

Ova : Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük,

Ozonosfer : Atmosferin 20 - 25 yükseğinde yeralan ve morötesi ışınların büyük kısmını tutan tabaka
P
Paratoner: Yıldırım savar.
Peneplen: Yontularak düzleşmiş alan.
Petroloji: Kayaç bilimidir.
Plan: Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda
Plato: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Pluviyometre: Yağmurölçer.
Podzol Toprak: İğne yapraklı ağaçların bulunduğu soğuk ve nemliiklim bölgelerin toprağıdır.
Polar Hava: Kutupsal soğuk havadır.
Polen: Bitkilerin çiçeklerinden çıkan toz şeklindeki tohum.
Polye: Karstik bölgelerdeki erime ovaları, Gölova.
Poyraz: Ülkemize kuzeydoğudan gelip soğuk etki yaratan rüzgârdır.
Projeksiyon: Haritalardaki bozulma oranını en aza indirmek için kullanılan yöntemdir.
R
Rafineri: Ham petrolü işleyen ve farklı ürünlerini ayrıştıran tesis.
Rakım: Yükseklik.
Rezerv: Yeraltında bulunan sıvı, gaz ve katı yakıt, mineral ve doğal kaynakların kullanılabilir potansiyeli.
Richter Ölçeği: Amerikalı Charles F.Richter’ in depremlerin şiddetini ölçmek için geliştirdiği ölçek.
 S
Sera Etkisi: Atmosferdeki gazların güneşten gelen enerjiyi emmesi sonucu atmosfer sıcaklığını artırması.
Sera: Mevsim dışı sebze ve meyve yetiştirmek amacı ile yapılmış cam veya naylonla kapatılmış mekanlar.
Sirk buzulu: Dağların yüksek kesimlerinde çanaklarda oluşan buzul şeklidir.
Sirüs bulutları: Seyrek buz kristallerinden oluşan bulutlardır.
Sismograf: Depremin süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Sismoloji: Deprem bilimi.
Siyasi ve İdari Haritalar: Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır.
Ş
ŞAFAK: Sabah güneş dogmadan önceki geceyle gündüz arasındaki zaman dilimi.
ŞARYAJ: Tektonizma olayları sırasında yaşlı yapıların genç yapıların üzerine çıkması.
ŞELALE: Akarsuların yüksekçe bir yerden dökülmesine verilen isimdir.
Şelf: Denizlerin 200 m’ ye kadar olan sığ yerleri.
T
Tabaka kaynağı: Geçirimli tabakaların topoğrafya yüzeyi ile kesiştikleri yerden suların yüzeye çıkmasıyla oluşan kaynaklara denir.
Taban seviyesi ovası: Akarsuların hızının azaldığı yerlerde malzemeleri biriktirme yapmasıyla oluşan ovadır.
Taban seviyasi: Deniz seviyesi.
Takke buzulu: Yükseltisi fazla olan dağların zirvesinde bulunan ve yıl boyu kalan buzlardır.
Talveg: Bir akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen ad.
Taşküre: Mantonun üstünden başlayıp yeryüzüde dahil olan bölgedir.
Tayga: İğne yapraklı ormanlar.
Tektonik: Kırık parçalar halindeki yer katmanlarını inceleyen bilim.
Termik Santral: Katı ve sıvı yakıtları yakarak elektrik enerjisi üreten santraller.
Tombolo: Karaya bağlanarak yarım adaya dönüşmüş ada.
Topoğrafya: Yerşekli.
V
Viyadük: Bir ırmak yada vadi üzerinden geçiş sağlayan yüksek kara yada demiryolu köprüsü.
Volkan külü: Volkan bacasında çıkan küçük taneli maddelerdir.
Volkan tüfü: Volkanlardan çıkan maddelerin birikerek oluşturduğu taşlardır.
Volkanik gazlar: Patlama sırasında ortaya çıkan CO2  ve kükürt gibi gazlardır.
Volkanik göller: Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir.
Volkanik kıyı: Volkanların adalarda veya denize yakın yerde patlayıp lavların denize ulaşmasıyla oluşan kıyı şeklidir.
Volkanik set gölü: Volkan patlaması sonucu lavların bir çukur veya  akarsuyun önünü kapatmasıyla oluşan göllerdir.
Volkanizma: Magmanın yeryüzüne eriyik, katı, sıvı ve gaz halinde çıkması olayına denir.

Y
Yağış Rejimi: Yağışların bir yıl boyunca mevsimlere veya aylara göre dağılışı
Yağmur: bulutlardaki su damlacıklarını yüzeye düşmesine verilen addır.
Yalıyar: Dalga aşındırması sonucu oluşan sarp kıyılar. Falez.
Yarım küre: Ekvatorun kuzey ve güneyindeki yarım kürelere denir. Kuzey ve Güney adlarını 
Yatak: Akarsuların meydana getirdiği suların aktığı yola denilmekte birlikte değişkenliğe sahiptir.
Yel: Havanın bir yerden başka yere kayması.
Yengeç dönencesi: Kuzey Yarım Kürede 23° 27’ enlemlerinin adıdır.
Yer altı suyu: Yüzey sularının yeraltına sızarak geçirimli tabakada birikmesidir.
Yer kabuğu: Yer yuvarlağını çepçevre kuşatan taştan bir küre.
Yer şekilleri: Yeryüzündeki dağ, deniz, ova kabarık ve çukur yerlerine denir.
Yer yörüngesi: Yer’in Güneş etrafında dönerken takip ettiği yoldur.
Yerbilim: Jeoloji.
Yerel saat: Herhangi bir yerde güneşin en tepede görüldüğü ya da gölge boyunun gün içerisinde en kısa olduğu an 12.00 olarak kabul edildiği saat.
Yıldırım: Elektrikle dolu bir bulutun nesnelere arasındaki boşalmaya verilen addır.
Yıldız: Ülkemize kuzeyden gelen ve soğuk etki yaratan rüzgârdır.
Yılık Sıcaklık Farkı: En sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki sıcaklık farkı.
Yıllık hareket: Dünya’nın Güneş çevresindeki 365 gün 6 saatte tamamladığı yola denir.
Yoğunlaşma: Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesidir.
Yöre: Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük birimlerdir.
Yörünge Düzlemi: Ekliptik.
Yörünge: Bir gökcisminin başka bir gök cisminin çevresinde dolanırken izlediği yol.
Z
Zaman: Dönem, devir, süre.
Zelzele: Deprem
Zemheri: Kara kış.
Zemin: Yeryüzünün yüzeyidir.
ZEOLİT: Boşlukları kalkerle dolmuş bazı cins kayaçlar.
ZIMPARA TAŞI: Çok sert alüminyum kristallerden oluşan parlatıcı, aşındırıcı kayaç.
ZİRVE: En yüksek nokta.

Zonal Toprak: Kayaların bulunduğu yerde dış kuvvetlerin çözülmesi ile oluşur.