25 Aralık 2013 Çarşamba
Türkiye Fiziki Coğrafya Sözlüğü
A
Ada:
Dört tarafı sularla çevrili kara parçası.
Akarsu
ağı:Bir akarsu kolu ile kollarının meydana getirdiği şekekeye denir.
Akarsu
yatağı:Akarsuyun kaynak ile ağız kısmı arasında suyun aktığı çukurdur.
Akarsu:Yer
altından çıkan suların eğim boyuca akmasıdır.
Akdeniz
İklimi: 30 40 derece enlemleri arasında görülür. Yıllık yağış miktarı
600-1000 mm ‘dir. Bitki örtüsü makidir.
Akım(debi):Akarsuyun
yıl boyunca taşıdığı su miktarıdır.
Akım:
Akarsuların herhangi bir yerinden geçen su miktarıdır.
Akıntı: Suların
bulundukları yerden başka bir yere taşınmasıdır.
Akifer: Yeraltı
suyunun biriktiği yerdir.
Akifer:Yeraltı
suyunu tutan kayaç ortamına denir.
Akmaz: Menderesli
bir akarsuda su geçirmeyen bölgedir.
Aktif
Yanardağ: Patlama etkinliğini sürdüren yanardağlardır.
Alçak
Basınç: Yeryüzünden gelip yukarı doğru çıkan basınç türüdür.
Alçak
enlemler: Dönenceler arasındaki enlemlerdir.
Alize:Devamlı sürekli anlamına gelir.
Alize:Devamlı sürekli anlamına gelir.
Alçı
Taşı: Su ile kolayca çözülebilen bir taş.
Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
Alg: Su
yosunudur.
Alize
Rüzgârı: Yıl boyunca esen sürekli rüzgârdır.
Alize
Rüzgarları:Dinamik basınç kuşaklarından ekvatora doğru esen rüzgarlardır.
Alkali: Kurak
bölgelerde bulunan tuzdur.
Alokton: Yer
hareketleri sonucunda taşınan kayaçlardır.
Alp Dağları: Alp
Himalaya dağ sırası Fransa, İtalya, İsviçre ve Avusturya toprakları içinde
kalan bölüm.
Alpin
Çayır: Yüksek dağlar üzerinde sürekli yeşil kalan bitki topluluğu.
Altimetre: Madeni
barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına
dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Altyapı: Su,
elektrik, kanalizasyon, telefon, yol ve benzeri tesislerin hepsini ifade eder.
Alüvyal
Set Gölleri: Akarsuların getirdiği alüvyonların bir körfezi kapatması
sonucunda oluşan göllerdir.
Alüvyal
topraklar:Delta ovalarında ve akarsuların oluşturduğu çöküntü ovalarında
görülen topraklardır. Artezyen :
Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka
içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular
bulunmaktadır.
Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.
Ayserg (Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.
Ayserg (Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
Alüvyal: Akarsuların
taşıdığı malzeme.
Alüvyon
tabanlı vadi: Akarsuların eğimin azaldığı yerlerde taşıdığı malzemeyi
biriktirmesi sonucu oluşur.
Alüvyon
Toprak: Akarsuların taşıyıp eğimin azaldığı yerde bıraktığı topraklardır.
Alüvyon:
Akarsular tarafından taşınan kum,çakıl gibi parçaların akışın azaldığı yerde
birikmesiyle oluşan tortullardır.
Amfibol: Kayaç
yapıcı mineral grubudur.
Ana
Kaya: Ayrışma olaylarından etkilenmemiş yüzeyde veya toprak altında
bulunan kesim.
Ana
Yön: Güneşin doğduğu taraf doğuyu, battığı taraf batıyı gösterir. Bunları
dik kesen yönler, kuzeyi ve güneyi gösterir. Bunlara ana yönler denir.
Anason: 20-50
cm boyunda yeşil renkli, beyaz çiçekli bir bitkidir.
Andezit: Eflatun,
mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir.
Anemometre: Rüzgârın
hızını ölçen alettir.
Anemometre:Rüzgar
hızını ölçen alettir.
Aneroid
Barometre: Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının
sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir
Anız: Ekin
biçildikten sonra tarlada kalan sap.
Antesedans: Herhangi
bir kara kütlesi yükselmeye uğrarsa ve bu kütle üzerinde daha önce kurulan
akarsu kütleyi yararsa, bu olaya antesedans olayı, akarsuyun açtığı, yardığı
vadiye de Antesedant yarma vadi denilmektedir.
Antik
kent: İlk çağlarda şehir durumunda olan yerlerin günümüze kadar gelmiş
kalıntıların bulunduğu alan.
Antiklinal: Kıvrımlı
dağın yükselen kısmı.
Antimeridyen: Her
meridyenin tam karşısındaki meridyendir.
Antisiklon: Çevredeki
basınca göre daha yüksek basınca sahip bölge.
Antisiklon:Hava
hareketlerinin merkezden çevreye geldiği ve alçalıcı hava hareketlerinin
oluştuğu alanlardır.
Antrepo: Gümrük
vergisinin ödenmiş, ticaret mallarının depolandığı yapı, depo.
Antropojen
bozkır:Ormanların tahrip edilmesiyle oluşan bozkırıdır.
Antropoloji:İnsan
bilimidir.
Artçıl
depremler:Ana depremden onra meydana gelen ufak çaplı sarsıntılardır.
Artezyen:İki
geçirimsiz tabaka arasında biriken suların sondaj yardımıyla çıkarılmasıdır.
ASILI VADİ: Buzul
aşındırmasına uğramış bölgelerde aşırı bir oyulmaya yer vermis olan
ana vadiye bir basamakla ulaşan kol.
Asılı
vadi:Buzul aşındırmasıyla oluşmuş bölgelerde aşırı bir oyulmaya yer vermiş olan
ana vadiye bir basamakla ulaşan koldur.
Asimetrik
vadi:Akarsuyu yatağının direçli kısmının dirençsiz kısmından daha fazla
aşındırılmasıyla oluşan vadilere denir.
ASPİR: Güney Marmara Bölümü’nde yetiştirilen bir
tür yağ bitkisi.
AŞINDIRMA: Yeryüzünün aşınması, alçaf mas’, düzreşnıesine sebep olan bütün
dış kuvetlerin işlemesine verilen ad. Türlü yollarla ufalanmış taşların
bulundukları yerden alınarak aşağılara sürüklenmesi, süpürütmesi yüzünden yer
kabartiları yüksekliklerini gittikçe kaybeder, arazi yassılır, düzleşir, yer
yer dolgular olur.
AŞINIM PLATFORMU: Dalga aşındırması ile
kıyıların önünde meydana gelen düzlük.
Aşınım
yüzeyleri:Belli jeolojik dönemlerde belli seviye göre arazinin aşınmasıyla
oluşan düz alanlardır
AŞIRI OTLATMA: Bir otlakta, otların büyümesini
engelleyecek şekilde otların hay vanlara yedirilmesi. Böyle durumlarda
hayvanlar, kısa sürede otlan toprak yüzeyine kadar yiyerek otların büyümesini
engeller.
Aşırı oyulma:
Ana ırmağın , kol derelerden daha çok olarak yatağını oyması,
derinleştirmesi olayı.
Aşma adası: Aşınmalar yüzünden ana örtüden (aşma
örtüsünden) ayrılmış, böylece tek basına yadırgı bir taban üzerinde yer tutmuş
bulunan
Aşma: Geniş ölçülü kıvrılmalarda , çok kıvrılmış
tabakaların bir yana doğru iyice yatarak ileri doğru uzanması, böylece başka
yerleri aşarak başka tabakaların üzerine yatması olayı.
Atlas:Dünya
ile ilgili bilgi vermek için bir araya getirilmiş haritalara denir
Atmosfer:
Dünyayı çepeçevre saran gaz ve buhar
tabakasıdır.
Atoller:Mercan
adasıdır.
Aysberg:Ana
tabakadan kopan buz parçasıdır
B
Bakı:Bir
bölgedeki güneş ışınlarının alış yönüdür.
Barınaklı
kıyı: Geniş
yüzü boyunca denize yaslanmış kireçtaşlı kıyılarda görülen yuvarlak, söbe
biçimli, küçük, ancak derince koylar dizisi.
Barisfer:
Dünyanın derinliklerinde ağır madenlerden meydana gelmiş tabakadır.
Barkan:Çöllerde
rüzgarlarla yer değiştiren hilal şeklindeki kum tepeleridir.
Basınç
gradyanı:Belli bir mesafede iki nokta arasındaki basıç farkıdır.
Basınç:Bir
yüzey üzerine etkide bulunan kuvvetin birim alana düşen miktarıdır.
Bataklık: Derinlikleri az, yer yer bitkilerle kaplı, içine
batılan, çamurlu, akıntısı olmayan su birikintisidir.
Batı
rüzgarları: 30° kuzey ve 30° güney paralellerine dinamik
yüksek basınç alanlarından
60° kuzey ve 60° güney paralellerine dinamik
alçak basınç alanlarına
doğru esen rüzgârlardır
Birikinti
konisi: Dağ yamaçlarından
düzlüğe inen akarsular, taşıdıkları materyalleri eğimin azaldığı yerlerde yarım
koni şeklinde biriktirirler. Bu şekillere birikinti konisi denir.
Birikinti
yelpazesi: Bir akarsuyun
dağlık bir yerden çukur bir düzlüğe indiği yerde taşıdığı türlü sürüntülerin
tortulanmasından doğan yelpaze biçiminde yassı kabartı.
Bitki
örtüsü: Bitki örtüsü denildiği zaman, bir yerde doğal olarak
yetişen bitkilerin oluşturduğu topluluklar akla gelir
Biyocoğrafya: bitki ve hayvan türlerinin dağılımını ve bu dağılımın nedenlerini inceleyen bilim dalıdır.
Biyocoğrafya: bitki ve hayvan türlerinin dağılımını ve bu dağılımın nedenlerini inceleyen bilim dalıdır.
Biyom:
aynı iklim koşullarının yaşandığı ve bunun
paralelinde aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır
Biyosfer:
atmosfer katmanıdır
Boylam: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç
meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir
Boyun: İki
tepe arasındaki düzlüktür.
Boyuna
Kıyı Tipi: Kıyı gerisinde uzanan dağlara paralel bir şekilde uzanan kıyı
tipidir.
Bozkır: İlkbahar
yağışları ile yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır.
Bölge: Beşeri
ve ekonomik özellikler bakımından benzer özellikler gösteren yine aynı
özellikler bakımından çevresinden ayrılan alanlar.
Bölüm:
Bir bütünü oluşturan parçalardan her biri.
Buharlaşma:
belirli sıcaklık altında sıvının gaz hanline gelmesidir
Buharlaşma: Sıvıların
gaz hale gelmesi.
Bulut: Bir
hava kütlesinin yükseldikçe içindeki su buharının su zerrecikleri haline
dönüşmesidir.
Bulutluluk: Herhangi
bir yerde bulutlarla kaplı gökyüzünün toplam gökyüzüne oranına ifade eder.
Burçak: Hayvan
yemi ve yeşil gübre olarak kullanılan bitki türüdür.
Burun: Karanın
denize doğru uzanmış kısmıdır.
Buzul
Göl: Buzulların oluşturduğu çanakların sularla dolması sonucu oluşan
göllerdir.
Buzul
topografyası: Bu sahalarda buzul aşındırma ve
biriktirme faaliyetleri sonucunda meydana gelen yer şekilleri görülmektedir.
C
Coğrafi
konum: bir yerin dünya üzerindeki yerini belirtir
Coğrafi:
coğrafya ile ilgili olan
Coğrafya:
bilim
Ç
Çernozyom:toprak türüdür
Çıkmaz vadi: Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak
akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen
vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Çiy:
havanın soğımasıyla bitkilerin üzerinbe düşen buz tanecikleridir.
-D-
Dağ
eteği ovası: Dağ
eteğinde, eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve
birikinti yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu
oluşan ovalardır. Bursa ovası, Uludağ'ın eteğinde oluşmuş bir dağ eteği
ovasıdır.
Dağ
içi ovası: Dağ
içlerinde eğimin azaldığı yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri biriktirmesi
sonucu oluşan düzlüklerdir. Engebeli ülkelerde daha fazla oluşur. Malatya, Muş,
Elazığ Ovaları bu şekilde oluşmuşlardır.
Dalgakıran: Limanları dalgalardan koruyan uzun setler.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için
yapılmış yerleşmelerdir.
DARGEÇİT: Dağlık yerlerde görülen, geçişi zor
ola yerler.
DAVAR: Büyükbaş hayvanlara verilen ad.
Debi: Akarsuyun taşıdığı su miktarı.
DEBİ: Bir akarsuyun belli bir kesitinden bir
saniyede geçen su miktarı.
DEFNE: Akdeniz maki forrnasyorılarında olan bir
bitki. Yıl boyunca yaprakları yeşil kalır. Meşin görünüşlü yapraklarında esans
ve eterik yağ bulunur.
DEĞİRMENTAŞI: Çok sert bir çeşit kumtaşı.
Değirmentaşı doğal olarak elde edildiği gibi, insan eliyle de yapılabilir.
Değirmentaşı olacak kumtaşında taneler 1-2,5 mm çapında olur.
DELİDERER: Birdenbire kabaran ve kısa bir süre
sonra çekilen, hatta kuruyan küçük akarsu.
Delta
ovası:
Akarsuların taşıdıkları malzemeleri, deniz içerisinde biriktirmesi sonucu
üçgene benzeyen düzlükler meydana gelir. Bunlara delta ovası adı verilir.
Delta: Akarsuların denize ulaştığı yerde denizi
doldurarak oluşturduğu üçgen görünümlü ova.
DELTA: Denize veya göle ulaşan akarsulardan
bazılarının ağzında oluşan alüvyon birikintisi. En basitleri üçgen
biçimindedir. Bu biçim, Yunan alfabesindeki delta harfine benzediğinden bu ad
verilmiştir.
DEMİRYOLU: Birbirine koşut paralel iki ray
döşenmiş bir çeşit yol. Buradan buharla, mazotla, elektrikle işliyen taşıtlar
geçer, yolcu, yük taşırlar.
Deniz
Feneri: Geceleri
gemilerin yollarını bulmaları, tehlikelerden sakınmaları için ışık saçarak
gemilere yol gösteren ışık kulesine deniz feneri denilir
Dev
kazanı: Çağlayan
ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur.
Bu oyuklara dev kazanı denir.
Doğal
set gölleri: Göl
oluşumuna elverişli olan çanakların açık kısımları varsa ve bu kısımlar çeşitli
olaylarla tıkanırsa set gölleri oluşur.
Dolin: Kireçtaşından oluşan sahalarda erime
suretiyle oluşmuş, huni ve tava şeklinde birkaç metre derinlikte, birkaç metre
veya birkaç 10 metre boyundaki çukur sahalardır.
DOLİN: Kalkerli arazilerde
ova şekilli erime çukurluklarıdır.
DOLU: Havanın aniden
sıfırın altına düşmesiyle oluşan saydam buz tanelerine denir.
DONMA: Suyun sıcaklığının
sıfır altına düşmesiyle katılaşmasıdır.
Doruk: Bir dağ veya tepenin en yüksek noktası.
DORUK: Zirve.
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
DRENAJ: Suyun akıtılması,
kurutulmasıdır.
Düden: Karstik alanlarda derine doğru inen suyun
yutulduğu oluk.
DÜDEN: Karstik alanlarda
suyun yutulduğu çukurlardır.
DÜNYA: Acun. Yaşadığımız ve
şuana kadar yaşamın olduğu tek bilinen mavi gezegen.
-E-
Endemik
bitki: Jeolojik
dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin
parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada
bulunan bitki.
Epirojenez: Kıta hareketleri.
Erozyon: Toprağın kemirilmesi, taşınması.
-F-
Falez: Kıyı dikliği, kıyı uçurumu.
Fauna: Hayvan
topluluğu
Fay: Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık
Feldspat: Boya sanayinden seramik üretimine, cam eşyalardan elektronik devrelere kadar oldukça geniş bir alanda kullanılan feldspat, mineral yapılı bir maddedir.
Fenoloji: Doğal olayların tekrar etme zamanlarını inceleyen bilim dalı
Firth: Haliç, körfez
Fitocoğrafya: Bitki coğrafyası
Fiyord: Denizin dar, uzun ve dik çeperli bir kolu; genel olarak, kara içine doğru uzanan batmış oluk biçiminde bir buzul koyağı
Fizyoloji: Organizmaların görev ve faaliyetlerini inceleyen bilim dalı
Flora: Bir bölgenin bitki örtüsü topluluğu
Florist: Çiçekçi
Flüvyal jeomorfoloji: Yeryüzü şekillenmesinde akarsu etkenlerini inceleyen jeomorfoloji dalıdır
Formasyon: Vejetasyonun ekolojik ve bitki coğrafyası bakımından sınıflandırılması
Fosil: Taş ya da kayaların içerisinde rastlanan taşlaşmış, canlı ya da canlı parçaları
Fay: Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık
Feldspat: Boya sanayinden seramik üretimine, cam eşyalardan elektronik devrelere kadar oldukça geniş bir alanda kullanılan feldspat, mineral yapılı bir maddedir.
Fenoloji: Doğal olayların tekrar etme zamanlarını inceleyen bilim dalı
Firth: Haliç, körfez
Fitocoğrafya: Bitki coğrafyası
Fiyord: Denizin dar, uzun ve dik çeperli bir kolu; genel olarak, kara içine doğru uzanan batmış oluk biçiminde bir buzul koyağı
Fizyoloji: Organizmaların görev ve faaliyetlerini inceleyen bilim dalı
Flora: Bir bölgenin bitki örtüsü topluluğu
Florist: Çiçekçi
Flüvyal jeomorfoloji: Yeryüzü şekillenmesinde akarsu etkenlerini inceleyen jeomorfoloji dalıdır
Formasyon: Vejetasyonun ekolojik ve bitki coğrafyası bakımından sınıflandırılması
Fosil: Taş ya da kayaların içerisinde rastlanan taşlaşmış, canlı ya da canlı parçaları
Fay: Dünya'mızı saran kabuk tabakasının kırılarak
yatay ve düşey yönde kırıldığı hat, çizgi yer değiştirmesidir.
Fön
rüzgarları: Bir dağ
yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar.
Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn
rüzgarları denir.
-G-
Gel-git: Ay’ın çekimi nedeniyle deniz sularının
kabarıp çekilmesi.
Göl: Kara içlerindeki çukurlukları dolduran
durgun sulara göl denir.
-H-
Hamsin: Mısır'dan Akdeniz'in doğusuna doğru esen
sıcak ve kuru rüzgardır.
Hasan
Dağı:Aksaray da yer alan bu dağ bir volkan konisidir.
Heyelan: Özellikle eğimli yamaçlar boyunca gevşek bir
kütlenin veya killi bir tabaka üzerinde bulunan bir kütlenin topyekün
kayması.İzobat: Eş derinlik eğrisi.
-İ-
İzohips: Eş yükselti eğrisi.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
-J-
Jeomorfoloji: Yer şekli bilimi.
Jeotermal: Sıcak su buharı.
Jips: Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal
tortul bir taştır.
-K-
Kaldera: Volkan konilerinin patlaması ile oluşan
çukurluklar.
Kalker: Kireç taşı.
Kanyon: Derin ve yamaçları çok dik vadi.
Kapalı
Havza: Sularını
denize ulaştıramayan bölge.
Karstik
arazi:
Kireçtaşından oluşmuş arazi.
Karstlaşma: Kireçtaşlarının karbondioksitli sularla
erimesi ve bu erimeden dolayı oluşan topoğrafya şekillerinin ortaya çıkmasıdır.
Keşişleme: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.'ın
etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu'ya doğru eser. Sıcak ve
kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi vardır.
Kıble: Güneyden eser. İç kesimlerimizde etkili
olur. Akdeniz bölgesinde nemli ve sıcak, iç kesimlerde ise, kuru ve sıcak
olarak eser.
Kırağı: Havanın bulutsuz ve durgun olduğu gece
esnasında aşırı olarak soğuyan bitki ve üstü açık yüzeyler üzerinde havadaki
nemin ince buz parçacıkları halinde yoğuşması ve beyaz bir görünüm alması.
Kırç: Soğuk havalarda zeminin aşırı şekilde
soğuması ile havadaki su buharının soğuyan zeminler, özellikle telgraf ve
elektrik telleri ve direkler, ağaçların dalları üzerine yoğuşarak buz halini
alması.
Kırgıbayır: Şiddetli yağmurların oluşturduğu selinti
suları, bitki örtüsünün bulunmadığı ve kolay aşınabilen arazileri aşındırır.
Bunun sonucunda, arazi yüzeyi girintili çıkıntılı bir görüntü alır. Bu tür
arazilere kırgıbayır adı verilir. Kırgıbayır, özellikle sağanak yağışların
görüldüğü, yarıkurak bölgelerde daha sık görülür. Ülkemizde, İç Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaygındır.
Klimatoloji: İklim bilimi
küçültülerek
düzleme aktarılmasıdır.
-L-
Lagün: Deniz kulağı, kıyı gölü.
Lagün:
Denizle toprak altından veya dar bir boğaz ile bağlanan suyu acı veya tuzlu
göllerdir.
Lahar:
Yanardağdan akan çamurlu akıntıya lahar denir.
Lakolit:
Asit magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan kubbe biçimindeki intrüzif
kütledir.
Lapya:
Kalkerli arazilerde yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek
açtıkları küçük çukurlardır.
Lapya: Karstik kayaçlardaki küçük kanalcıklar.
Laterit:
Tropikal ve subtropikal bölgelerde yüksek sıcaklık ve bol yağış altında oluşmuş
humus bakımından fakir demir bakımından zengin kırmızı renkli topraklardır.
Lav
Platosu: Üzeri lavlar ile örtülmüş düz arazilerdir.
Lav Set
Gölü: Volkanizma sırasında akan lavların vadi önlerini kapatarak oluşan
göllerdir.
Lav:
Volkanik patlamalar sonrası yeryüzüne çıkan magmaya lav denir.
Lavrasya:
Günümüzdeki kuzey yarımküre kıtalarını oluşturduğu varsayılan kara parçasıdır.
Lejand:
Haritalardaki özel işaretleri açıklayan bölümdür.
Lejant: Haritaların açıklama anahtarı.
Levha
Tektoniği: Levha modellerine göre yer hareketlerinin açıklanması.
Lığ:
Akarsuların yatakları boyunca taşıdıkları deniz veya delta kıyılarında çökelttikleri
kil, çakıl, kum gibi tortul maddeler.
Liman:
Gemilerin yük ve yolcu alıp indirdiği korunaklı kıyı.
Limanlı
Kıyı: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezleri sular altında kalmasıyla
oluşan kıyılardır.
Limnigraf:
Su seviyesini ölçen alettir.
Limnoloji:
Göl bilimi.
Litoloji:
Taşların fiziksel ve kimyasal yapılarını inceleyen bilim dalıdır.
Litosfer:
Taş küre.
Lodos: Kuzey Afrika'daki Y.B. ve Hazar denizindeki
A.B. sonucu oluşur.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınan küçük kum ve
mil boyutundaki malzemelerin birikmesi ile oluşmuş, çoğunlukla sarımsı,
gözenekli, kolay ufalanan depo.
Lös:
Rüzgarlar tarafından taşınıp biriktirilen topraklardır.
Lumaşel:
Kavkılı kayaç.
Lüle Taşı:
Beyaz renkli kolay işlenebilen doğal magnezyum silikat.
M
Mağara: Kalkerli arazilerde yer altı sularının
kimyasal aşındırması ile oluşan yeraltındaki boşluklardır.
Maki: Akdeniz ikliminin bitki topluluğu.
Mantarkaya: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları
taneleri yüzeylere çarparak aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu
tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine
mantarkaya adı verilir.
Menderes: Akarsuyun büklüm yaparak akması.
Mera: Hayvan otlatılan yer, otlak.
Meridyen: Bir
kutuptan diğer kutba ulaşan paralelleri dik kesen hayali çizgilerdir.
Mermer: Kalkerin
yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması
sonucu oluşur.
Mesa: Yatay
tabakalı sahalarda yüksek ve geniş düzlüktür.
Metalojeni: Maden
yatakları bilimi.
Meteor: Gök
cisimlerinin yere düşen parçalarıdır.
Meteoroloji: Atmosferin
özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mezozoik
Zaman: İkinci Zaman
Mikroklima: Küçük
iklim alanı.
Mistral: Fransa’nın
iç kesimlerinden Akdeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgârlardır.
Monokültür: Tek
bir çeşit tarım ürününün geniş alanlarda üretilmesi, tek ürüne dayalı tarım.
Moren
toprak: Buzulları taşıyıp biriktirdiği topraktır.
Muson
Ormanları: Yağışın fazla olduğu yerlerde oluşan yayvanyapraklı ağaçlardır.
Mutlak
Nem: 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem
denir.
N
Nebula
Teorisi: Kant-Laplace teorisi.
Neozoik
Zaman: Üçüncü Zaman.
Normal
Hava Basıncı: 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta
ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
Nüfus
Artış Hızı: Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına
doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
Nüfus
Haritaları: Dünya’nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve
özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Nüfus
Yoğunluğu: Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır.
Nüfus: Sınırları
belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
O
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Obruk : Baca veya
kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk denir. Derinliği 250-300
m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl bulunur. Türkiye’de İç
Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak obruklar görülür. İçel’deki
Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören obruğu ülkemizdeki en güzel
örneklerdir.
Obruk: Karstik kayaçlardaki derin doğal kuyular.
Obsidyen (Volkan
Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır.
Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı
görünüme sahiptir.
Okyanus :
Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek : Atlas
Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu
Orman
Sınırı: Düşük
sıcaklık veya yağış azlığı nedeniyle ormanın sona erdiği sınırı.
Ormanaltı Florası
: Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık
türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur.
Orografik
Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi
sonucunda oluşan yağışlardır.
Orojenez (Dağ
Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma
hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.
Orojenez: Dağ oluşumu.
Otlak : Büyük ve
küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara
otlak denir.
Ova : Çevrelerine
göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine
gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük,
Ozonosfer :
Atmosferin 20 - 25 yükseğinde yeralan ve morötesi ışınların büyük kısmını tutan
tabaka
P
Paratoner: Yıldırım savar.
Peneplen: Yontularak düzleşmiş alan.
Petroloji:
Kayaç bilimidir.
Plan: Bir
yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda
Plato: Akarsu
vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Pluviyometre: Yağmurölçer.
Podzol
Toprak: İğne yapraklı ağaçların bulunduğu soğuk ve nemliiklim bölgelerin
toprağıdır.
Polar
Hava: Kutupsal soğuk havadır.
Polen: Bitkilerin
çiçeklerinden çıkan toz şeklindeki tohum.
Polye: Karstik bölgelerdeki erime ovaları, Gölova.
Poyraz: Ülkemize
kuzeydoğudan gelip soğuk etki yaratan rüzgârdır.
Projeksiyon: Haritalardaki
bozulma oranını en aza indirmek için kullanılan yöntemdir.
R
Rafineri: Ham petrolü işleyen ve farklı ürünlerini
ayrıştıran tesis.
Rakım: Yükseklik.
Rezerv: Yeraltında bulunan sıvı, gaz ve katı yakıt,
mineral ve doğal kaynakların kullanılabilir potansiyeli.
Richter
Ölçeği:
Amerikalı Charles F.Richter’ in depremlerin şiddetini ölçmek için geliştirdiği
ölçek.
S
Sera
Etkisi:
Atmosferdeki gazların güneşten gelen enerjiyi emmesi sonucu atmosfer
sıcaklığını artırması.
Sera: Mevsim dışı sebze ve meyve yetiştirmek amacı
ile yapılmış cam veya naylonla kapatılmış mekanlar.
Sirk
buzulu: Dağların yüksek kesimlerinde çanaklarda oluşan buzul şeklidir.
Sirüs
bulutları: Seyrek buz kristallerinden oluşan bulutlardır.
Sismograf: Depremin
süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Sismoloji:
Deprem bilimi.
Siyasi ve
İdari Haritalar: Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin
idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır.
Ş
ŞAFAK: Sabah güneş dogmadan önceki geceyle gündüz arasındaki
zaman dilimi.
ŞARYAJ: Tektonizma olayları sırasında yaşlı yapıların genç
yapıların üzerine çıkması.
ŞELALE: Akarsuların yüksekçe bir yerden dökülmesine verilen
isimdir.
Şelf: Denizlerin 200 m’ ye kadar olan sığ yerleri.
T
Tabaka kaynağı: Geçirimli tabakaların topoğrafya yüzeyi ile
kesiştikleri yerden suların yüzeye çıkmasıyla oluşan kaynaklara denir.
Taban seviyesi ovası: Akarsuların hızının
azaldığı yerlerde malzemeleri biriktirme yapmasıyla oluşan ovadır.
Taban seviyasi: Deniz seviyesi.
Takke buzulu: Yükseltisi fazla olan dağların zirvesinde bulunan ve
yıl boyu kalan buzlardır.
Talveg: Bir akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren
çizgiye verilen ad.
Taşküre: Mantonun üstünden başlayıp yeryüzüde dahil olan
bölgedir.
Tayga: İğne yapraklı ormanlar.
Tektonik: Kırık parçalar halindeki yer katmanlarını
inceleyen bilim.
Termik
Santral: Katı ve
sıvı yakıtları yakarak elektrik enerjisi üreten santraller.
Tombolo: Karaya bağlanarak yarım adaya dönüşmüş ada.
Topoğrafya: Yerşekli.
V
Viyadük: Bir ırmak yada vadi üzerinden geçiş sağlayan
yüksek kara yada demiryolu köprüsü.
Volkan külü: Volkan bacasında çıkan küçük taneli maddelerdir.
Volkan tüfü: Volkanlardan çıkan maddelerin birikerek oluşturduğu
taşlardır.
Volkanik gazlar: Patlama sırasında ortaya çıkan CO2 ve
kükürt gibi gazlardır.
Volkanik göller: Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir.
Volkanik kıyı: Volkanların adalarda veya denize yakın yerde patlayıp
lavların denize ulaşmasıyla oluşan kıyı şeklidir.
Volkanik set gölü: Volkan patlaması
sonucu lavların bir çukur veya akarsuyun önünü kapatmasıyla oluşan
göllerdir.
Volkanizma: Magmanın yeryüzüne eriyik, katı, sıvı ve gaz halinde
çıkması olayına denir.
Y
Yağış
Rejimi:
Yağışların bir yıl boyunca mevsimlere veya aylara göre dağılışı
Yağmur: bulutlardaki su damlacıklarını yüzeye
düşmesine verilen addır.
Yalıyar: Dalga aşındırması sonucu oluşan sarp
kıyılar. Falez.
Yarım küre: Ekvatorun kuzey ve güneyindeki yarım
kürelere denir. Kuzey ve Güney adlarını
Yatak: Akarsuların meydana getirdiği suların
aktığı yola denilmekte birlikte değişkenliğe sahiptir.
Yel: Havanın bir yerden başka yere kayması.
Yengeç dönencesi: Kuzey Yarım Kürede 23° 27’
enlemlerinin adıdır.
Yer altı
suyu: Yüzey sularının yeraltına sızarak geçirimli tabakada birikmesidir.
Yer kabuğu: Yer yuvarlağını çepçevre kuşatan
taştan bir küre.
Yer
şekilleri: Yeryüzündeki dağ, deniz, ova kabarık ve çukur yerlerine denir.
Yer
yörüngesi: Yer’in Güneş etrafında dönerken takip ettiği yoldur.
Yerbilim: Jeoloji.
Yerel saat: Herhangi bir yerde güneşin en tepede
görüldüğü ya da gölge boyunun gün içerisinde en kısa olduğu an 12.00 olarak
kabul edildiği saat.
Yıldırım: Elektrikle dolu bir bulutun nesnelere
arasındaki boşalmaya verilen addır.
Yıldız: Ülkemize
kuzeyden gelen ve soğuk etki yaratan rüzgârdır.
Yılık
Sıcaklık Farkı: En sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki sıcaklık farkı.
Yıllık hareket: Dünya’nın Güneş çevresindeki 365
gün 6 saatte tamamladığı yola denir.
Yoğunlaşma: Atmosferdeki
su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesidir.
Yöre: Bölüm
içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük birimlerdir.
Yörünge
Düzlemi: Ekliptik.
Yörünge: Bir gökcisminin başka bir gök cisminin
çevresinde dolanırken izlediği yol.
Z
Zaman: Dönem,
devir, süre.
Zelzele: Deprem
Zemheri:
Kara kış.
Zemin: Yeryüzünün
yüzeyidir.
ZEOLİT: Boşlukları kalkerle dolmuş bazı cins kayaçlar.
ZIMPARA TAŞI: Çok sert alüminyum kristallerden oluşan parlatıcı,
aşındırıcı kayaç.
ZİRVE: En yüksek nokta.
Zonal
Toprak: Kayaların bulunduğu yerde dış kuvvetlerin çözülmesi ile oluşur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)